Kuraklık, yağışların normalin altında gerçekleştiği dönemlerde ortaya çıkan doğal bir felakettir. Ancak günümüzde, iklim değişikliği, artan nüfus ve yanlış su kullanımı nedeniyle büyük bir krize dönüşmüştür. Özellikle tarımda verimsiz sulama yöntemleri, hızlı şehirleşme, su kaynaklarının kirletilmesi, su kıtlığını artırmaktadır.
Şekil 1. MGM 12 Aylık (Haziran 2024-Mayıs 2025) Türkiye Kuraklık Haritası
Ülkemizde 12 aylık (Haziran 2024-Mayıs 2025) kuraklık haritasına baktığımızda illerimizin çoğunda orta kuraklık, şiddetli kuraklık ve olağanüstü kuraklığın meydana geldiği görülmektedir (Şekil 1). İklim koşullarının değişmesi, yağışların düzensizleşmesi, nüfusun artmasıyla kullanılacak su ihtiyacının artmasından dolayı gelecek yıllarda kuraklığın daha da artacağı ve şiddetleneceği düşünülmektedir.
Ülkemizde yağışlı gün sayısı ve yıllık ortlama yağış son yıllarda düşmektedir (Şekil 2, Şekil 3). Azalan yağışlı gün sayısı ve ortalama yağış miktarı iklim değişikliğinin su döngüsü üzerindeki doğrudan etkilerinden biridir. Bu durum, toprak nemi, bitki gelişimi ve su kaynaklarının yenilenme süreci üzerinde olumsuz sonuçlar meydana getirmektedir. Özellikle tarım sektöründe, yağıştaki düzensizlik ve yağışlı gün sayısındaki azalma, sulama ihtiyacını artırarak yeraltı ve yüzey su kaynakları üzerinde baskı oluşturur. Aynı zamanda toprak neminin azalması, verim düşüşüne, toprak kalitesinde bozulmaya, barajların doluluk oranlarının düşmesine ve su yönetiminde sıkıntılara yol açar. Bu sıkıntılara karşı hızlıca harekete geçilmesi gerekmektedir. Ne kadar hızlı olunursa o kadar karşılaşılan sorunların meydana getirdiği sonuçların düzelmesine, hem de gelecekte oluşabilecek daha büyük sorunların engellenmesi sağlanacaktır. Tarımda ve günlük yaşantıda su tasarrufu sağlayacak uygulmaları, yöntemleri kullanarak bu sorunlarla baş edilebilir. Bu yöntemler arasında en önemlilerinden biri de su hasadıdır.
Ülkemizde 12 aylık (Haziran 2024-Mayıs 2025) kuraklık haritasına baktığımızda illerimizin çoğunda orta kuraklık, şiddetli kuraklık ve olağanüstü kuraklığın meydana geldiği görülmektedir (Şekil 1). İklim koşullarının değişmesi, yağışların düzensizleşmesi, nüfusun artmasıyla kullanılacak su ihtiyacının artmasından dolayı gelecek yıllarda kuraklığın daha da artacağı ve şiddetleneceği düşünülmektedir.
Ülkemizde yağışlı gün sayısı ve yıllık ortlama yağış son yıllarda düşmektedir (Şekil 2, Şekil 3). Azalan yağışlı gün sayısı ve ortalama yağış miktarı iklim değişikliğinin su döngüsü üzerindeki doğrudan etkilerinden biridir. Bu durum, toprak nemi, bitki gelişimi ve su kaynaklarının yenilenme süreci üzerinde olumsuz sonuçlar meydana getirmektedir. Özellikle tarım sektöründe, yağıştaki düzensizlik ve yağışlı gün sayısındaki azalma, sulama ihtiyacını artırarak yeraltı ve yüzey su kaynakları üzerinde baskı oluşturur. Aynı zamanda toprak neminin azalması, verim düşüşüne, toprak kalitesinde bozulmaya, barajların doluluk oranlarının düşmesine ve su yönetiminde sıkıntılara yol açar. Bu sıkıntılara karşı hızlıca harekete geçilmesi gerekmektedir. Ne kadar hızlı olunursa o kadar karşılaşılan sorunların meydana getirdiği sonuçların düzelmesine, hem de gelecekte oluşabilecek daha büyük sorunların engellenmesi sağlanacaktır. Tarımda ve günlük yaşantıda su tasarrufu sağlayacak uygulmaları, yöntemleri kullanarak bu sorunlarla baş edilebilir. Bu yöntemler arasında en önemlilerinden biri de su hasadıdır.
Şekil 2. Yağışlı Gün Sayısı (MGM)
Şekil 3. Yağış Ortalaması (mm) (MGM)
Tarımda daha az suyun kullanıldığı sulama yöntemleri ve su hasadı yöntemlerinin uygulanması iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklığa karşı etkili yöntemlerdendir. Örneğin tarla ve bahçelerde vahşi (salma) sulama kullanmak yerine damla sulama, yağmurlama gibi sistemlerin kullanılması su tüketimini azaltacaktır.
Su hasadı, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde su kaynaklarının etkin kullanımını sağlamak, yağmur suyunun toprakta tutulmasını artırmak ve tarımsal üretimde suya bağımlılığı azaltmak amacıyla uygulanan sürdürülebilir bir yöntemdir. Su hasadı teknikleri (Şekil 4); yüzey akışlarının yönlendirilmesi, çatı suyu toplama sistemleri, toprak işleme yöntemleri, mikro ve makro havza sistemlerinin kurulması, kontur teraslama ve yeraltı barajları gibi çeşitli uygulamaları içermektedir. Bu yöntemler sayesinde toprak nemi korunur, erozyon azaltılır, yeraltı suyu beslenir ve sulama ihtiyacı minimize edilir. Özellikle iklim değişikliğiyle artan kuraklık riski ve düzensiz yağış rejimi, su hasadının tarımsal üretimdeki rolünü stratejik hale getirmiştir. Araştırmalara göre uygun şekilde tasarlanmış su hasadı sistemlerinde verimlilik artabilmekte ve su kullanımında önemli bir iyileşme sağlanmaktadır. Bu yüzden tarımda su hasadı yalnızca bir teknik değil aynı zamanda kuraklığa karşı temel önlemlerden biridir.
Şekil 4. Farklı Su Hasadı Yöntemleri (Gemini yapay zeka)